Anasayfa » » Aile Saadeti

Aile Saadeti



Evin erkeği ailesinin kendisine itaatli olmasını istiyorsa, muhakkak kazancının helal olmasında dikkatli olmalıdır. Karısının dini bilgilerinin noksanlarını gördüğünde ''bana ne'' demeyecek, öğretecek ve tatbik ettirecek. Mesela, namaz kılmasını bilmiyorsa hem kılmasını öğretecek hemde namaz kılmasından yardımcı olacak. İhmal ettiğinde manen mes'ul olur. İş böyle olunca Allah Teala'nın nusreti görülmez , aralarında aranan sevgi ve bağlılık tahakkuk etmez.

Resul-ü Ekrem( s.a.v) kişinin geniş bir ev, saliha bir kadın ve birde bineğe sahip olmasının saadet alamameti olduğunu bildirmiştir.

Yine Resul-ü Ekrem Efendimiz diğer bir hadis-i şeriflerinde ; '' ne zalim olunuz , ne mazlum , zaruret olduğunda mazlumluğu tercih ediniz'' buyurmuştur.

Evlilik hayatında bu mühim bir düsturdur. Her evli ister erkek , ister kadın bu evlilik adabına riayet etmek zorundadır.

Kadın kocasını memnun etmek için her türlü fedakarlığa katlandığı gibi, erkekte üzerine düşeni yapmalıdır.

Yani ailemi mesut edeceğim diye fuzuli borçlanmalara girmemelidir. bu hem israf olur , hemde borçlanmalar dolayısıyla ileride bir çok ruhi sıkıntılara sebep olur. Bilhassa lüks hayat hastalığı aile facialarına sebep olmaktadır.

Buna mukabil çok aileler tanırım ki mali imkanları olduğu halde namazlarını kılarlar , oruçlarını tutar , zekatlarını verirler, her türlü israf ve gösterişten kaçındıkları için Cenab-ı Hakk'ın rızası bunların üzerinedir.

Yediklerinde, giydiklerinde orta hali tercih ederler.Hayır işlerinde öndedirler.

Allah'ın rızası yolunda oldukları için bunların bütün fertlerinde sevgi ve saygı görünür, hep güler yüzlüdürler. Komşularla, fakirlerle iyi geçinirler.

Evli olan erkek evine her gün vaktinde gelmelidir. İş mazeret değildir. Ailesini evde bırakıo geceleri top oynayanlar varmış , bu dahi mazeret değildir.

Ona mukabil kadında , en güzel elbisesini , bilhassa kocasının beğendiğini giyerek , geliş saatinde güler bir yüzle karşılamalı , hatırını sormalı , güzel okşayıcı haberler vererek yorgunluğu gidermelidir. Çok mesut olduğunu hem fiilen hemde lisanen anlatmalıdır. Bilhassa yemek sofrasını güzel , tertipli kurmalı , hangi yemeklerden hoşlanıyorsan onu yapmaya özenmelidir.

Sonra erkek ailesine karşı samimi, lütüfkar, nazik ve merhametli olmalıdır. İşin dozunu kaçırıp da hop bebek cici bebek muamelesi yapmamalıdır. Kadın kocasına karşı ifa edeceği vazifeleri ifa etmelidir. İhmal ederse kocası buna fırsat vermemeli ve uyarmalıdır.

Çok nazik,ince ruhlu, hassas bir kişi tanırım. Zaman geldi evlendi. İlk günden itibaren işe gider , karısı cici bebek misali yataktan kalkmaz , kocasının kahvaltısını hazırlamaz , beraber çaylarını içmezlerdi. Bu hali gören arkadaşları onu ikaz ettiklerinde , ''ben onun o noksanlığını zaman gelip , anlayacağına kaniim'' derdi. Kadın bu rahatlığı görünce hoyratlığı, duygusuzluğu arttı. Akşam sofrasını da ihmal etmeye başladı. Bahsettiğimiz genç yorgun argın işten gelince sofra hazırlama işini yüklenirdi. Zaman geldi karısının yanında bir uşak halinden daha aşağı dereceye düştü. Nezaket, merhamet ölçüsünde olursa mergubdur. Fakat ifrata kaçılırsa kötü neticeler alınır. İyilerin kötüleşmesine vesile olunmuş olur.

Allah Teala ve Tekaddes Hazretleri, kullarının kaabiliyetlerini bildiği için sevdiği kullarına fazla servet vermez. , verdiğinde onunla kalplerini meşgul ederler ve Allah'a bağlılık ve sevgilerinde gevşeme olur. Pek az kullarının kalplerini servt , dünya saadeti meşgul etmez. Ashab
-ı Kiram'dan Hazreti Osman ve Abdurrahman İbni Avf gibi ve Abdülkadir Geylani ve Ubeydullah Hazretleri gibi...

Bazı evliler de ellerinden geldiği kadar karılarına herşeyi alırlar , mukabilinde sevgi ve minnettarlık beklerler. Halbuki karılarının sevgisi o alınan eşyalara kayar , yani alanı görmez hale gelirler. İhtirasları artar , teşekkür edecekleri halde daha fazlasını isterler , bunu da elde edemediklerinde üzüntüleri ve hırçınlıkları artar.

 Erkek karınsının , gerek kendi ailesine, gerek kocası tarafından olan akrabalarına karşı ziyaretlerini ihmal etmemesine dikkatli olmalıdır.Her iki tarafada aynı samimiyet gösterilmelidir. Ziyaretler ne pek sık ne de seyrek olmalıdır.Karısının kendisinden habersiz kişilerle görüşmesine fırsat vermemelidir. Bilhassa fazla lüks yaşayışa ve lüks yemekler yenilen , israf bataklığına düşen kimselere ülfeti azaltmaya gayretli olmalıdır.

Hülasa kadın kocasından izinsiz bir yere gidemez. Bu şuuru iyice aşılamalıdır.

Erkek eğer karısı kendisine alamayacağı şeyleri teklif ediyorsa açıkça ;
'' bizim bütçemiz bu kadardır. Buna razı olmaz isen şimdiden ayrılabiliriz'' diyerek en baştan tedbirini almalıdır.


Maalesef çok erkekleri mali vaziyetleri müsaid olmadığı halde gururlarına yediremeyerek bu hakikati bir türlü söylemezler , ezilirler, büzülürler, lüzumlu , lüzumsuz herşeyi almaya uğraşırlar , iki yakaları bir araya gelmez.

Erkek müsrüf olmaya karısına karşı daima müteşekkir olmalıdır ve '' karıcığım ne güzel ediyorsun , israftan kaçındığın için Allah Teala'nın bereketi üzerimizedir'' diyerek gönlünü almalıdır.

Evlilik hayatında karı koca bağışlayıcı huyu kendilerine düstur edinmelidirler. Beşer olmak itibariyle insan , her zaman bir olmaz. Neşesiz zamanı da vardır. Böyle bir anda öfke ile bir söz söylenebilir. Bunu hüccet tutupta işi kinciliğe götürmemelidir. Hoşgörülü ve affedici olmak hatta unutuvermek ne güzel huydur. Bu ahlak da olanlar hem kendileri rahat ederler hemde muhataplarına güzel bir ders vermiş olurlar.

Kötü huylar ; layıkıyla Allah Teala'yı bilmemek ve O'na karşı sevgi ve bilginin noksanlığından ileri gelir. 

Allah Teala'yı seven evliler , Rabblarının sevgi kasesinden içtikleri için , birbirilerine karşıda sevgilidirler , merhametlidirler. Yemeklerini beraber yerler ve yatağa beraber girerler.Çok duygusuz kadınlar vardır ki hem kocalarını sevdiklerini iddiaa ederler hemde bu hususu ihmal ederler , kocalarına karşı yapılması lazım geleni esirgediklerinden nankörlerden ve zalimlerlerden olurlar. ( hastalıklar ve meşru mazeretler müstesna)

Bilhassa kulluk hususundan yardımcı olmalıdır. Bazı kimselerin uykusu ağır olur , kolay kolay uyanamazlar. Tatlı bir lisanla uyararak namaza kaldırmalıdır. Seherlerde kalkıp ibadet edenler Allahü Teala'nın mümtaz , seçilmiş kullarıdır.

Herhangi bir yuvada Cenab-ı Hakk'ın emirlerine uygun bir hayat yaşanıyorsa hiç şüphe edilmesin ki orada bulunanlar cennet hayatının zevkini dünyada tatmış olurlar. Sadırları inşirah halinde olup , herşeyden zevk alırlar. Sevmekten , sevilmekten , yemekten, yedirmekten , giyimden , giydirmekten, hülasa bütün kulluk vazifelerini ifadan... Varlığı severler , yokluğu severler , kulların ayıpları ile meşgul olmazlar , çünkü daimi olarak kendi ayıplarını düzeltmeğe uğraşırlar.

Allahü Teala'nın emirleri tatbik edilmeyen , yaşanmayan bedbahthanelerde ise dırdırlar , münakaşalar , bağırmalar , çağırmalar , karşılıklı hakaretler hiç eksik olmaz. Böyle bir hayatın ne zevki olur. Bu kötü haller İslam dışı ve terbiyesi olmayan gafiller arasında çok görülür.

Kuru kıskançlık kafi değil...

Kadın zeki olmalı. Kendisini sevdirmesini bilmeli. Bunun da yegane ilacı olan kocasına itaali, şefkatli ve hürmetli olmaktır.Sebepli, sebepsiz kocalarına karşı nasıl olsa benim nazımla oynar , kendisine karşı lakayitliğime razıdır görüşüne sahip oluyorlar.

Kocasının herşeyi hoş karşıladığı kanaatinde oluyorlar. Zaman zaman içten içe üzülen , karısına karşı sevgisi azalan adamın karşısına KADER bir kadın çıkarıyor. Kendisine karısından daha samimi , fedakar hareketlerde bulunuyor. Giyimi,kuşamı süsü püsü yerinde.

Evinden hayatından bezmiş br halde gönlünü ona kaptırıyor. Kadının her hali adeta büyülüyor. Ona karşı sevgisi arttıkça artıyor. Öyle bir sevgi zuhur ediyor ki söküp atmak imkansız. Deli divaneye dönüyor. Hülasa gönlünden evi, karısı , çocuğu hepsi siliniyor. Bu hali gören akraba ve ahbapların gayretleri boşa çıkıyor. Sonunda istenmeyen ayrılık...

Bazen kocasına bağlı  , her bakımdan seciyeli , fedakar, hüsnü ahlak sahibi kadınların pek ender olarak kocalarında da bu haller oluyor. Sebebi; kadın erkek aynı yerde çalışmalarından. Fransız edibi , Pierre Loti Türk Kadını için der ki;

'' Türk kadını; ince zekası , evinin temizliği, başörtüsünden ayağındaki terliğe varıncaya kadar , giyinmesindeki zevki selimi ile bambaşka alemdir. Kocası kendisinden o kadar mutlu ve mesuttur ki her akşam bir an evvel evine dönüp karısına kavuşmak için bir hayli sabırsızlık gösterir.''

Sağlam bir itikada sahip , namazını dosdoğru , vaktinde kılan , orucunu tutan , azalarını haramdan koruyan , anasının , babasının , kocasının  hizmetinden bulunan , akraba ve komşuları ile iyi geçimli olan kadın , ne şerefli ve hürmete şayan bir kuldur.

Bundan Allah Teala ve Tekaddes hazretleri razıdır. Gideceği yerde Cennet-i Firdevs'dir inşallah...

Sadık Dana Hazretlerinin Aile Saadeti kitabının Aile Seadeti bölümü ,7.8.9.10.11.12.13. ve 14. sayfalarından alıntıdır.


0 yorum:

Yorum Gönder

Yorum yazarken güzel Türkçe'mizi güzel kullanalım!