Anasayfa » » Misafir Yazar Günü ; 35 UYGUR TÜRK’ Ü KİM Kİ!

Misafir Yazar Günü ; 35 UYGUR TÜRK’ Ü KİM Kİ!

Mehmet Uçak'ın yazısıdır.
‘’Suriye’ de insanlar öldürülüyor.’’- Ooooo! Hayır, olamaz!
            ‘’Suriye’ de kimyasal bombalar kullanılıyor.’’ –Bu kadarıda çok fazla! Alçaklar…
            ‘’ Suriye’ de çocukları öldürüyorlar.’’- Bu sefer çok ileri gittiler! Kansızlar…
            .
            .
            .
… gibi manşetlerde epeyce bir oyalandık. Peki ne oldu? Esad Esed oldu, hadi oldu bitti. Yersen… Yemezsen? Boğazına takılır işte, düğüm düğüm…
            ‘’Mısır’ da üniversiteli körpecik gençler dövülüyor.’’- Demokrasi buhranı!
            ‘’ Mısır’ da müslümanlara işkenceler yapılıyor.’’- Vay benim din kardeşlerim!
            ‘’Mısır’ da Amerikan oyunu var. ‘’- Ah bu AmArika!
            .
            .
            .
            ‘’Tam 529 insan asıldı!’’ – R4BIA
            Geziden bir sloganla devam edeyim: Ay ben gülerim!
            Asmalar, kesmeler, nefret söylemleri, kin kusmalar… İcraat? Yok…
            Gülerim kardeşim, samimiyetsiz ve işlevsel olmayan söylemlerine gülerim.
            Kırım, can Kırım, canımın yoluna kul olacağı Kırım…
            Ne yapabildiler? Sustular kardeşim, sustular!
            Kırım kan ağlarken birkaç kelâmdan başka bir şey söyleyemediler.
            Şimdilerde de 35 Uygur Türk’ ü gündeme geldi. Bilmem kaç gündür izin bekliyorlar.
            Daha çok beklersiniz güzel insanlar, çok!..
            Ne bekliyordunuz? 
            Cemaatten ayrılmaları halinde 5 yıldızlı otel konforunda konaklama imkanı sağlanacak ablalar/ abiler kadar değerli mi sanıyordunuz Uygur Türklerini!
            Yoksa 750 bin Suriye vatandaşı gibi sömürülecek bir değerleri vardı da kullanmadılar mı!
            Hiç kimse tepki vermesin kardeşim, susun!
            Aman ses etmeyin, aman bir şey demeyin! Öyle ya her defasından darbe anayasası deyip kin kusun ama o anayasanın sana dayattığı’’ Sen sus!’’ diktasına boyun eğin!
            35 kişide kimmiş!
            Bırak kalsın orada!
            Kimse üzerine alınmasın, vicdan muhasebesi yapsın sadece. Ben kime ne kadar sahip çıktım? Ben ne kadar ayrılıkçı siyaseti körükledim? Bu soruların muhasebesini yap kardeşim, yap!
            Şöyle biriteyim:
            Üç beş gün önce Kırım ile ilgili bir konferansa katıldım. Sayın Kutluk Kağan SÜMER hocamızın katılımıyla Kırım’ ın dününden bugünene neler yaşanmış birinci ağızdan dinledik. Soru-cevap kısmında ise konu biraz siyasete kaydı. Doğaldır ki hükümetin politikaları gereği Kırım’ a gereken özeni göstermediği dillendirildi. Uzatmıyorum, Mısır’ a, Rabia’ ya, Suriye’ ye sahip çıkıp/ çıkmamak ve zulüm gören Türk vatandaşlarına sahip çıkıp/ çıkmamak noktasında devam eden konuşmanın sonunda hocamız şu cevabı verdi:
-          Kırım’ ın hakimiyim, Mekke ve ve Medine’ nin hadimiyim!
Bilenler hikayeyi hatırladı.
Düşünüp vicdan yapanlar da meseleyi anladı. O zaman kal sağlıcakla!..

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorum yazarken güzel Türkçe'mizi güzel kullanalım!