Anasayfa » » İyi Niyetli Teknoloji Düşmanı Kime Denir?

İyi Niyetli Teknoloji Düşmanı Kime Denir?

Günümüzün profesyonel webtasarımcıları ve sosyal medya çözüm üreticileri genellikle çekirdekten yetişme oluyor. Her ne kadar webtasarım eğitimi devlete bağlı üniversitelerde ve liselerde öğretiliyor olsa da bu işe küçük esnaf gibi başlayanlar  fark yaratmakta gecikmiyor. Küçük esnaf benzetmesinden kastım kendi imkanlarıyla, eğitimini almadan, kendi kendini yenileyerek yol kat eden kişilerdir.

Çünkü her meslek gibi bilişim de "aşk" gerektirir. Şüphesiz her meslekte başarının sırrı işini sevmekten geçiyor. Sırf toplumda bilinen bir mesleğe sahip olacağım diye birçok farklı yetenekten insanlar hukuk, sağlık, tıp, öğretmenlik fakülteleri gibi alanları zorluyor. Düşündüğümüz zaman asıl amacın ekonomik özgürlüğe kavuşmak ve daha iyi şartlarda yaşamak olduğunu çok net görebiliyoruz. Peki iyi şartlarda yaşamanın tek yolu avukatlık, doktorluk, mühendislik mi? 

Siz bu cümleleri duydunuz mu? Yada kullandınız mı?

-Oğlum sürekli bilgisayar başındasın,
-Kızım yat uyu kendini yoruyorsun. Hadi anneciğim...
-Şu bilgisayara baktığın kadar derslerine odaklansan profosör olacaksın. Aaah ahh!
-Bizim çocuk sabahlara kadar pc başında. Ne yapar hiç anlamış değilim. 
-Evden bilgisayarı çıkarmak lazım.
-Vs...vs...

Michael Dell'i tanıyor musunuz? 18 yaşındayken sürekli içini açıp kurcaladığı bilgisayarı yüzünden okuldaki dersleri her geçen gün kötüye giden ve ailesinin tepkisiyle karşılaşan Michael Dell kendi kararıyla eğitimine son vermiştir. Bu durum size üzücü geliyor olabilir. Fakat bahsettiğim kişi (Michael Dell) bilgisayarlara olan tutkusunun peşinden gitmiş ve bugün dünyanın en büyük 3. bilgisayar üreticisi olan DELL firmasının sahibidir. 180+ ülkede hizmet veren, 100.000+ kişiye iş olanağı sağlayan, ülkesinin ekonomisine müthiş katkısı olan bir gencin babası olmak istemez miydiniz? Siz de Michael Dell olmak istemez miydiniz?

İsterseniz okadar uzaklara gitmeyelim. Size Türkiye'nin en iyi bilişim akademisi olan BilgeAdam'ın Kadıköy şube müdüründen bahsedeyim. Efe bey'i yakınen tanıyor ve bu hikayeyi bizzat onun ağzından anlatıyorum:

Efe Ü.
"Ben ailemle yaşadığım çocuklu yaşlarımda bilgisayar başında sabahlardım. Hackerlığa merak salmıştım ve sürekli yeni bir şeyler öğreniyordum. Babam ise her defasında benim bilgisayarda oyun oynadığımı zannediyor ve bana inanmıyordu. Ona göre ben hep oyun oynuyordum. Bugün sistem ve ağ uzmanıyım. BilgeAdam'a başvuru yapmadan önce web sitelerini hackleyerek mülakatı hiç girmeden geçmiştim bile. Eğitmen olarak başlayıp, bölge müdürü oldum. Bugünlerde dinlenme ihtiyacımdan dolayı kendi isteğimle şube müdürlüğü yapıyorum"

Size bunun gibi yüzlerce başarı hikayesi anlatabilirim fakat konu uzar gider:) Hemen toparlıyorum:

2013-2014 verilerini incelediğimiz zaman en çok aranan mesleklerin bilişim üzerine olduğunu görüyoruz. İşkur ve iş bulma sitelerinde yaptığım araştırmalar da bunu doğruladı. Ayrıca bilişim eğitim akademisinde çalıştığım için bilişim sektöründe personel ihtiyacının her geçen gün arttığını gözlemliyorum. Durum böyleyken gençlerin sevdiği alanda kendini geliştirmesini baltalamak nekadar doğru olur?

Ebeveynlerin iyi niyetli olduğundan hiç şüphemiz yok. Her anne-baba çocuğunun iyiliğini ister ve doğru yönlendirmeye çalışır. Peki bilgisayar konusundaki kısıtlamalar ne kadar doğru? Online oyunlarda kafayı sıyırmak üzere olan gençlere müdahale etmek gerektiği konusunda "bir baba olarak" tüm ebeveynlerle hemfikirim. Lakin doğruyu göstermenin tek yolu dershaneyi işaret etmek değildir. Hatta okul hayatında başarıyı yakalayamayan bir genci kurmalı saat gibi sürekli okumaya zorlamanın da doğru olduğuna inanmıyorum. Türkiye'de eğitim müfredatının meslek kazandırma konusunda çerçevesi dar olabilir (şimdilik) Lakin her genç mesleğini fakültelerde öğrenmek zorunda değil. Gençlerin internet ve teknolojiyi ne yönde kullandığını sağlıklı bir şekilde gözlemlemeden onların gelişimini baltalamayın. Yoksa hiçbir zaman Mark Zuckerberg (facebook kurucusu) bir gencin anne-babası olamazsınız. 

İyi niyetinizden şüphem yok ama farkında olmadan teknoloji düşmanı olmayın...
Bünyamin Kapıcıoğlu

Yazar Hakkında: Yedi yaşımdan beri hep birşeyler satmanın merakındaydım. Biyomedikal Teknikeri olmama rağmen Türkiye'nin en iyi bilişim akademisinin satış departmanında "uzman" pozisyonunda çalışıyorum. Ticareti sevdiğim kadar yazmayı da seviyorum. 2005 yılından bu yana blog yazıyorum. Bu yüzden iki tecrübemi birleştirerek iş hayatında rakiplerinize fark atmanızı amaçlayan HızlıAdam bloğunu oluşturdum. 1990 doğumluyum, sene 2014 ve ben bugüne kadar iki farklı kurumsal markada yönetici pozisyonunda çalıştım. Freelance otomobil alım satımından tutun e-ticaret de dahil birçok gelir projesinde yer aldım. Evliyim ve bir oğlum var. Bu yüzden benim gibi hızlı yaşayıp, hızlı kariyer edinen kişilere hızlı adamlar diyorum;)

12 yorum:

  1. Çocuk yetiştirilmez, Çocuk kendini yetiştirir...

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel noktalara değinmişsiniz tebrik ederim.Çok beendim yazıyı

    YanıtlaSil
  3. Bunlar sadece birer istisnadır. Kimse istisnaları kıstas alıp çocuk yetiştirilmez. Bence fazlaca yanlışı olan bir yazı..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben katılmıyorum. Sonuçta herkes Dell'i kurmak zorunda değil. Bilgisayar öğrenip bir teknik serviste çalışabilir bir insan. Yada girişimci bir ruhu varsa kendi işini kurabilir. Teknikserviste çalışıp 1500 lira almak sanayide çalışıp 1500 lira almaktan daha iyidir. Sonuçta herkes okumuyor bu ülkede.

      Sil
    2. Merhaba Nevinzade,
      Pc başında zamanını tamamen faydasız kullanan çocuklar da birer istisnadır. Makalenin özetini "Gençlerin internet ve teknolojiyi ne yönde kullandığını sağlıklı bir şekilde gözlemlemeden onların gelişimini baltalamayın" cümlesiyle belirtmiş olmama rağmen yanlış olduğunu düşündüğünüz kısım neresi acaba?

      Bunu size mualefet olmak için sormuyorum. Merak ettiğim için soruyorum.

      Sil
    3. Yanlış düşündüğüm kısım şurası... Dell okumamış olabilir bu bir istisnadır, Bu istisnai durumun çocuklarımıza birer fırsatmış gibi sunulması yanlıştır. Aynı şeyi yıllarca Apple CEO'su Jobs bir üniversite mezuniyet töreninde yapmış ve tüm Amerika tarafından sert bir dil ile eleştirilmişti. Ne demişti Steve Jobs ''Ben okumadım, üniversiteye başladığım yıllarda okulu bırakmak o zamanlar korkunç bir karar gibi görünüyordu ama sonra en iyi karar olduğunu düşündüm'' Şimdi Steve Jobs okulu bıraktı ve başarılı oldu diye tüm çocuklarımız okullarını bırakıp hayata bir an önce atılmanın azminde mi olsunlar. İstisnalar kaideyi bozmaz ancak kaliteyi bozar. Muhalefet olmak için değil, yapılan bir yanlışı düzeltmek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde ablamın oğlu Yeğenim Bozkurt 15 yaşında ve şu sümleyi kurdu. ''Okumayacağımi okuyunca ne oluyor, Bugün en zengin olanlar hep okullarını bırakıp hayata atılmışlar'' dediğine şahit olduk.

      Sil
    4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    5. İyi ama bu makalede çocuklara okumayın demiyoruz ki. Örneğin Güzel sanatlar fakültesi ile tıp fakültesini yan yana koysanız tercihiniz TIP olur değil mi? Oğlunuz/kızınız tıp fakültesi okusun istersiniz. En iyisi olarak algıladığınız hedefe yönlendirirsiniz. Peki çocuğunuzun hangisini daha çok severek yapacağını düşünür müsünüz? TIP fakültesine yerleşecek kadar yüksek puan alsa bilgisayar programcılığı 2 yıllık bölüm seçmesine müsade eder misiniz? Etmezsiniz değil mi.

      Bu makalede çocuklara okumayın demiyoruz. Klişe olmuş mesleklerden başka meslekler de var olduğunu ve adını dahi duymadıkları alanlarda çok iyi gelir elde edebileceklerini anlatmak istiyoruz. Aslında gençler bunu biliyor da biz ebeveynlere anlatmak istiyoruz.

      Sil
  4. Değerli yorumlarınız için teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  5. Güzel bir yazı olmuş.. Sevdiğimiz alanlar da ilerlemeliyiz ve çocuklarımıza da bunu öğretmeliyiz.

    YanıtlaSil
  6. Günümüz çocukları doğuştan teknoloji meraklısı olarak doğuyorlar... Bazen bu imkanları değerlendirenler ilerliyorlar. Yazıda bahsedilen kişiler gibi. Bu güzel yazı için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil

Yorum yazarken güzel Türkçe'mizi güzel kullanalım!