Anasayfa » » AKP ve CEMAAT Çatışmasına Farklı Bir Bakış!

AKP ve CEMAAT Çatışmasına Farklı Bir Bakış!

AKP ile Cemaat arasında dershanelerin kapatılmasından ziyade daha öncesinde bir gerginlik olduğunu anlamak için az da olsa gündemi takip etmek yeterliydi. Fetullah Gülen'in yayın organlarını takip etmek istemesek de gözümüze gözümüze sokulduğunu inkar edemeyiz. Samanyolu Haber sitesini ve Zaman gazetesini takip ettiğimizde tüm gündeminin dershanelerin kapatılması olduğunu görürüz. Manşetten haberler , sürmanşetten sert göndermeler ile dershanelerin kapatılmaması gerektiğini vurgulayan , youtube'a yüklenen videolarda vatandaşa uzatılan mikrofonlara vatandaşın '' dershaneler kapatılmasın'' feryadı bastıran bir medya anlayışının cemaatin gizli propaganda anlayışına uymadığını düşünüyorum.

AKP ve Cemaat arasındaki gerginliğin analizini yapanlara baktığımda hep farklı bakış açıları ile karşılaştım. Arkadaşlarla yaptığımız bir çok sohbette türlü türlü fikirler ortaya atıldı. Tartışma programlarında, gazetelerde , televizyonlarda hep gerginliğin sebepleri konuşuldu. Aralarında haklı olanlar da vardı , gündemi saptırmak isteyenlerde...


AKP, Cemaat gerginliğinin Diyarbakır'da ki Barzani Rezaletini unutturduğunu düşünen oldu mu hiç? Düşünen vatandaşlarımız da kahve sohbetlerinde dile getirdi , buhar olup uçtu gitti.

Cemaatin AKP Kurmaylarına ait kasetlerin bile köşe yazarlarına gönderildiğinin iddia edildiği şu günlerde bu gerginliğin bir perdeleme yöntemi olduğunu anlamamak için Türkiye'de yaşamıyor olmak gerekir.

Dershanelerin kapatılması gibi bir şey söz konusu bile değil iken cemaatin bu kadar sert tepki vermesine anlam veremiyorum. Dershanelerin Özel okula dönüşmesi elbetteki bir maliyet gerektiriyor ancak cemaat bu maliyetin altında kalmaz ve dünyada hatırı sayılır özel okullar arasına girmeyi başarır ki özel okulları da mevcuttur. 

Gelin AKP ve Cemaat gerginliğine bir de şu pencereden bakalım.

Cemaatin Türkiye'de sayıları binleri aşan dershaneleri var , büyük metropol şehirlerde onlarca dershaneleri var. Bu dershanelerden elde edeceği gelirin daha fazlasını elde edecek iken neden tepki göstersin.

Cemaatin dershaneleri özel okul olursa Milli Eğitim Bakanlığına direkt olarak bağlı olacak , öğretmenlerinin hepsi devletin öğretmeni muamelesi görecektir. Yani Necip Hablemitoğlu'nun Köstebek isimli kitabında cemaatin devlet kadrolarına sızma operasyonunu işaret ettiği gibi , cemaat devletin bir fiil tüm tershanelerine girmiş olacaktır.

Bu durumda cemaatin bu dönüşüme tepki göstermesinin ardında yatan gerçek şu olabilir mi?

Cemaat özel okul olmayı istiyor ancak bunu istemiyor gibi görünerek mağduru oynayarak mensuplarına daha bir sokulmayı , mensup olmadıklarına ise kapatılmayı göstererek mağdur görünmeyi mi istiyor?

Cemaatin, Erdoğan'dan olan rahatsızlığını da hasbel kader öğrenmiş olduk. Bu bahane ile Erdoğan olmadan yoluna devam etmek istiyor olabilir.

Tayyip Erdoğan'ın da Cemaatin isteklerini yerine getirdiğini kendi ağzından dinledik. Tayyip Erdoğan cemaate boyun eğmekten bıkmış olabilir mi?

Cemaatin hatırı sayılır mensuplarından doğan hatırı sayılır seçmen kitlesini düşününce bu gerginliğin düzmece mi yoksa gerçekten böyle bir anlaşmazlık var mı önümüzde ki yerel seçimlerde göreceğimiz kesindir.

AKP ve Cemaat gerginliğinde derinlere bakmakta fayda var. Bize gösterilenden başka bir yüzü görmek için derinlere bakmamız şarttır.

Fetullah Gülen'in ilerleyen günlerde bahsedildiği gibi kasetlerin piyasaya sürülmesi emrini vereceği iddiası doğruysa Allah AKP'nin Belediye Başkan Adayı olan Bakanlarına sabırlar versin.

Bizim köşede ki Büfeci Murat abi dahi korkuyor kasetim var mı diye?

Vural Egemen Sarıgöz

2 yorum:

  1. sizin büfeci murat abeye üzüldüm abem yaw :D

    YanıtlaSil
  2. Merhaba, blog yazınızı okudum ve beğendim. Lakin eklemek istediğim bazı noktalar var.

    Ülkede hükümetin yıkılmasının, halkın sokaklarda savaşır hale gelmesini dolayısıyla ortaya çıkacak kaos ortamının bedelini yine halk ödeyecektir. Elbette küllerinden daha önce doğmuştur yine doğacaktır ama bu sürede elimize geçecek olan sadece kayıplar ve gözyaşlarıdır. AKP hükümeti gitmelidir ama AKP hükümetini gönderirken yerine koyacak bir hükümet de olmalıdır. Zamanında ihraç ettiği bir kişiyi bayraklarla geri alan CHP, AKP'ye ne yazık ki eşlenik değildir. Gerçek anlamda bir politika üretemeyen ve halka dokunamayan bir MHP'de ne yazık ki AKP'nin yerini dolduracak durumda değildir.

    Aslında hepimiz biraz AKP'li değil miyiz ? adlı yazımda bu iletişimsizliğe ve sorunlara değinmeye çalıştım. Umarım yazım yazınıza katkıda bulunur.

    http://orcun.baslak.com/aslinda-hepimiz-biraz-akpli-degil-miyiz/ adresinden yazıyı okuyabilirsiniz.

    Selamlar

    YanıtlaSil

Yorum yazarken güzel Türkçe'mizi güzel kullanalım!