1905 Rus Devrimi
Yirminci yüzyılın en önemli ve büyük
devrimi sayılan Rus Devrimi 1905 ve 1917 yıllarında iki aşamada gerçekleşti.
Eski Rus takvimine göre 9 Ocak olan 22 Ocak 1905 günü Georgii Apollonoviç Gapon
adında bir papazın önderliğinde 140 bin işçinin Çar’a dilekçe vermek için
Kışlık Saray’a yaptığı yürüyüşte, askerlerin açtığı ateşle binden fazla işçinin
ölmesiyle 1905 Devrimi’nin ilk adımı başlamıştı. İşçilerin istekleri iş gününün sekiz saate
indirilmesini, asgari ücretin arttırılmasını ve fazla çalışmanın kaldırılmasını
kapsıyordu. Binden fazla işçinin ölümüyle biten yürüyüş Pazar gününe rastladığı
için, bu olay Rus tarihine “Kanlı Pazar” olarak geçti.
Rus Devrimi’nin nedenlerini ve niteliğini daha iyi belirtebilmek için, o
dönemin koşullarını kısaca gözden geçirmekte yarar vardır.
XX. yüzyılın baslarında Çarlık Rusya’sında, yüzyıllardır değişmeyen
yapısıyla tarım, toprak köleliğine dayanmaktaydı. Yeni gelişmekte olan sanayi
kesiminde de çalışma koşulları kötüydü. Giderek bir sanayi proletaryası
oluşmakta, proletaryanın yüzde 24’ü, birden fazla işçi çalıştıran fabrikalarda
çalışmaktaydı. Beş yüzden fazla işçi çalıştıran fabrikaların genel oranı ise
yüzde 34 dolayındaydı.
1900-1903 yılları arasındaki ekonomik bunalım halkın Çarlık rejimine olan
tepkisini artırmıştı. Bu dönemde emekçi yığınlarının yaşama koşulları daha da
zorlaşmış, yaklaşık üç bin kadar iş yeri kapatılmış, yüzbinlerce fazla işçi
sokağa atılmış, çalışan işçilerin ücretleri düşmüştü. Bu yıllarda grevler
çoğalıyor, ekonomik grevlerin yerini siyasal nitelikleri grevler alıyor ve
büyük çapta gösteri yürüyüşleri düzenleniyordu. Marksist Sosyalist-demokrat
örgütler işçi sınıfı hareketinin gelişmesiyle büyümüş, güç kazanmıştı. Lenin’in
kurduğu ve yönettiği Iskra (Kıvılcım) gazetesi dağınık Sosyal-demokrat çevre ve
grupları bir araya getirmiş ve ikinci parti kongresinin toplanması konusundaki
faaliyetini yoğunlaştırmıştı.
1903 yılında toplanan ikinci kongre sonunda Rus Sosyalist-Demokrat İşçi
Partisi kuruldu. Bu kongre sırasında partinin çizgisini belirleme konusunda
“Bolşevik” ve “Menşevik” olmak üzere iki grup ortaya çıktı. Menşevikler
Lenin’in savunduğu biçimde bir militan-devrimci partiye karşıydılar ve işçi
sınıfının önderliğine inanmıyorlardı; liberal burjuvaziyle uzlaşacak bir parti
kurulmasından yanaydılar. Plehanov’un önderliğindeki Menşevikler Iskra
gazetesini ve Merkez Komitesi’ni ele geçirmişler ve partiyi bölme yolunda
girişimlerde bulunmuşlardı. Bolşevikler, karşı tarafı engellemek için Üçüncü
Kongre’nin toplanmasını desteklemişler, mahalli örgütlerini birleştirmişler ve
kendi gazeteleri olan Uperyod’u (İleri) çıkarmaya başlamışlardı. Böylece Rus-
Japon savaşı öncesinde Bolşeviklerle Menşevikler iki ayrı siyasal grup
halindeydiler.
Bolşevikler 1904 yılında Bakü’de büyük ve iyi örgütlenmiş bir grevi
yönetti. Grev başarıyla sonuçlandı ve petrol işçileriyle petrol sanayicileri
arasında, Rus işçi sınıfı tarihinde ilk olarak bir toplu sözleşme imzalandı. Bu
grev Rusya’nın çeşitli bölgelerinde işçi eylemlerini hızlandırdı.
stalin mi o resimde ki
YanıtlaSil